XQuick Search
Subtype Reclassification and Cardioembolic Tendency in Patients with Recurrent Ischemic Stroke: A Retrospective Study
Aydan Topal1, MEHLİKA BERRA ÖZBERK PAMUK1, Hasan Doğan2, cetin kursad akpınar21Samsun Education And Research Hospital, Department Of Neurology2Samsun University Faculty Of Medicine, Department Of Neurology
INTRODUCTION: Recurrent ischemic stroke is defined as a new event in a different vascular territory at least 24 hours after onset, or in the same territory at least 21 days later. These events challenge secondary prevention and are complicated by changes in etiologic subtypes over time. We aimed to analyze subtype evolution in recurrent ischemic stroke and its relationship with recurrence interval.
METHODS: This retrospective study included 94 patients with recurrent ischemic stroke. Clinical and radiological data were reviewed. Initial and recurrent subtypes were compared, and patients were categorized by lesion localization and recurrence interval. Associations were tested using chi-square methods, with McNemar’s test applied for paired comparisons of initial and recurrent TOAST subtypes.
RESULTS: Subtype reclassification occurred in 43 patients (45.7%). The most frequent change was from cryptogenic to cardioembolic or possible cardioembolic stroke (29.8%). McNemar’s test showed significant asymmetry, with 28 cryptogenic-to-cardioembolic reclassifications and none in the opposite direction (P <.001). Among initially cryptogenic patients, 63% recurred within the first year, mostly reclassified as cardioembolic. In the cardioembolic group, subtype consistency was 100%. Recurrence tended to occur earlier in this group, but without statistical significance ( P =.629 )
DISCUSSION AND CONCLUSION: Cryptogenic-to-cardioembolic reclassification was the most common pattern, indicating that many cryptogenic cases may conceal underlying cardioembolic mechanisms. These findings emphasize the need for long-term cardiac monitoring and periodic reassessment of etiology in recurrent ischemic stroke.
Tekrarlayan İskemik İnme Hastalarında Alt Tip Değişiklikleri ve Kardiyoembolik Eğilimler: Retrospektif Bir Çalışma
Aydan Topal1, MEHLİKA BERRA ÖZBERK PAMUK1, Hasan Doğan2, cetin kursad akpınar21Samsun Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği2Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Kliniği
GİRİŞ ve AMAÇ: Tekrarlayan iskemik inme, inme başlangıcından en az 24 saat sonra farklı bir vasküler bölgede veya ilk inmeden en az 21 gün sonra aynı bölgede ortaya çıkan yeni bir iskemik olay olarak tanımlanır. Bu olgular, sekonder koruma stratejilerinin etkinliğini sınırlamakta; etiyolojik alt tiplerde zamanla gözlenen değişimler ise altta yatan patofizyolojik mekanizmaların anlaşılmasını güçleştirmektedir. Bu çalışmanın amacı, tekrarlayan iskemik inme hastalarında etiyolojik alt tiplerin zaman içindeki değişimini ve bu değişimin tekrarlama süresiyle ilişkisini analiz etmektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu retrospektif gözlemsel çalışmaya, tekrarlayan iskemik inme tanısı almış 94 hasta dahil edildi. Klinik ve radyolojik veriler geriye dönük olarak incelendi. İlk ve sonraki inme alt tipleri karşılaştırıldı; hastalar lezyon lokalizasyonu ve tekrarlama sürelerine göre kategorize edildi. İlişkiler ki-kare yöntemi kullanılarak test edildi ve başlangıç ile rekürren TOAST alt tiplerinin eşleştirilmiş karşılaştırmaları için McNemar testi uygulandı..
BULGULAR: Toplam 43 hastada (%45,7) alt tip değişikliği görüldü. En sık geçiş kriptojenik inmeden kardiyoembolik inme grubunaydı (%29,8). McNemar testi bu geçişin anlamlı olduğunu gösterdi (P <.001). Başlangıçta kriptojenik olanların %63’ü ilk yıl içinde tekrarladı ve çoğu kardiyoembolik olarak yeniden sınıflandı. Kardiyoembolik grupta alt tip sabit kaldı (%100 tutarlılık). Bu grupta rekürrens daha erken olma eğilimindeydi ancak anlamlı değildi (P =.629).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Kriptojenik inmeden kardiyoembolik inmeye geçiş en sık gözlenen değişimdi ve bu durum, başlangıçta kriptojenik olarak sınıflanan vakaların önemli bir kısmında gizli kardiyoembolik nedenler bulunabileceğini düşündürmektedir. Bulgular, uzun süreli kardiyak izlem ve tanısal sınıflandırmaların zaman içinde yeniden değerlendirilmesinin önemini vurgulamaktadır.
Manuscript Language: English